Tweet |
Fark edilmesi oldukça zor olan ve körlüğe kadar varabilecek ciddi sonuçlara yol açabilen glokom;
gözde, en sık gözlemlenen sinsi hastalıklar arasında bulunuyor.
Özellikle; orta yaş döneminde her hastada görülebilecek rahatsızlık,
genellikle; yüksek göz içi basıncının neden olduğu,
optik sinirin hasar görmesi sonucu, ortaya çıkıyor.
Bir belirtisi olmayan rahatsızlık, göz muayenesi sırasında kendini gösteriyor.
Bu nedenle, düzenli aralıklarla göz kontrolü büyük önem taşıyor.
Glokomun tüm dünyada kalıcı görme kaybı yapan
en sık nedenlerden biri olduğunu belirten
Doç. Dr. Remzi Karadağ,
“Göz tansiyonu (glokom), her yaşta görülebilir.
Ancak; özellikle 40 yaşın üzerindeki hastalarda,
daha sık oranda görülmektedir.
Göz içi basıncı,
aköz hümör adı verilen göz içi sıvısı tarafından oluşturulur ve
normal göz sağlığı için gereklidir.
Göz içi sıvısı, gözün damar tabakası tarafından üretilir ve
bu sıvı, belirli kanallar tarafından göz dışına atılır.
Göz içindeki sıvı yapımı ile
sıvının dışa akımı arasındaki denge bozulduğunda;
basınç artışı başlar ve
bu da, göz tansiyonunun artmasına neden olur.
Görme kaybının sessiz hırsızı diye nitelendirebiliriz.
Çünkü; kendini göstermeden sessiz bir şekilde ilerliyor“ ifadelerini kullandı.
Her hastalıkta olduğu gibi;
erken müdahalenin büyük önem taşıdığının altını çizen Doç. Dr. Karadağ,
sözlerine şöyle devam etti:
“Hasta; bu süreçte herhangi bir ağrı, kızarıklık hissetmez.
Görme, çevreden kapanarak ilerlediği için uzun süre görme azalması da olmaz.
Bu nedenlerle; glokom tanısı,
genellikle; gözlük muayeneleri sırasında tesadüfen konulmaktadır.
Erken tanı konmuş olan şanslıdır ve kör olma riski yoktur.
Belirti vermeye başladığında;
yaklaşık yüzde 30-35 sinir hücresi kaybı olmuştur ve
bu hücre kaybı, geri dönüşsüzdür.
Özellikle;
40 yaş üzerinde olan kişiler,
ailesinde glokom hastalığı olanlar,
steroid kullananlar,
yüksek miyopisi olanlar,
diyabet hastalığı ve
travma öyküsü olanların, düzenli göz tansiyonu kontrolü yaptırması önemlidir.”
Glokom hastalığının, nadir de olsa;
belirti veren bir türünün olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karadağ,
“Açı kapanması glokomu, dediğimiz glokomda;
göz içi basıncı aniden yükselir.
Bu durumda, kişide;
şiddetli baş ve göz ağrısı, bulantı, kusma, bulanık veya az görme,
ışıklar etrafında haleler görme, oluşabiliyor.
Öncelikle erken teşhis çok önemlidir.
Çünkü; kaybedilen sinir hücreleri ve görme, tekrar geri gelmez.
Göz damlaları ile tedavi edilebilir.
Göz damlaları ile tedavi, ömür boyu sürmektedir.
Eğer; göz damlaları ile tedavide başarı sağlanamazsa,
lazer veya ameliyatla; göz tansiyonunu düşürmek gerekir.'' dedi.