gaziantep escort
Bugun...



'Jeotermal enerji, ülkemizin dünyada açık ara lider ülkesi olabilecekken; adeta, varlık içinde yokluk çektiği bir kaynak'


facebook-paylas
Güncelleme: 14-02-2024 15:41:56 Tarih: 01-02-2024 16:13

'Jeotermal enerji, ülkemizin dünyada açık ara lider ülkesi olabilecekken; adeta, varlık içinde yokluk çektiği bir kaynak'

2023 yılı, temiz enerji sektöründe zorlu bir yıl olarak geride kalırken;
Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü;
2.338 Megavat (MWe) artarak, 106.344 MWe seviyesine ulaştı.

 

Elektrik enerjisi kurulu gücü içerisinde jeotermal enerjinin payı;

2023 yılında, bir önceki yıla göre aynı seviyede kalarak,

1.691 MWe seviyesinde gerçekleşirken;

sektör temsilcileri, jeotermal enerjinin kullanıldığı alanlarda yatırımların artacağı görüşünde.

 

2023 yılı sonuçlarını ve bu yıla ilişkin, beklentilerini açıklayan

Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap;

Türkiye’de; elektrik üretimi, seracılık, konut ısıtma, termal turizm, sebze meyve kurutma gibi 

entegre kullanım başlıkları dahil edildiğinde;
7.000 MW seviyesinde jeotermal enerji kullanımının söz konusu olduğunu belirterek,

“Bu seviye;

keşfi tamamlanmış jeotermal kaynaklarımızın

62.000 MW seviyesinde olduğu düşünüldüğünde,

potansiyelimizin çok çok altında.” dedi.

 

Türkiye’nin; jeotermal enerji potansiyelinde Avrupa’nın lider,

kurulu güç sıralamasında ise;

dünyanın 4’üncü ülkesi konumunda olduğunu hatırlatan Kındap,

“Jeotermal enerji;

ülkemizin dünyada açık ara lider ülkesi olabilecekken,

adeta; varlık içinde yokluk çektiği bir kaynak.

 

2023 yılına, 1700 MW elektrik enerjisi kurulu gücü ile başlamıştık, 

sıfır seviyesinde artışla; yine 1700 MW ile yılı kapattık.

Bu seviye ile dahi; Avrupa’nın birinci ülkesiyiz.” yorumunu yaptı.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından;
2023 yılı Ocak ayında açıklanan,

Ulusal Enerji Eylem Planı’ndaki jeotermal hedeflerin de

potansiyelin çok altında kaldığını söyleyen Kındap;

2053 Net Sıfır vizyonuna ulaşmada,

jeotermal enerjinin üstleneceği anahtar role dikkat çekerek,

şu değerlendirmede bulundu:

 

“Ulusal Enerji Eylem Planı’mızda;
2030 yılında, jeotermalin;

biyokütle enerjisi ile birlikte, 5100 MW kurulu güç hedefi, bulunuyor.

 

Bu hedef;
Türkiye’nin potansiyelinin çok çok altında olması bir yana,

biz sektör olarak; kurulu gücümüzü kısa sürede ve tek başımıza,

5 bin MW ve üzerine taşımaya hazırız.

 

Bunun için

keşiflerimiz, sermayemiz, teknolojimiz ve insan kaynağımız hazır.

 

Ülkemizin, 2053 Net Sıfır vizyonuna ulaşmada karşılaşacağı zorluklar ve

jeotermalin üstleneceği anahtar rol düşünüldüğünde;

ulusal hedeflerimizde, revizyon yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.”

 

Güneş enerjisi dışındaki tüm temiz enerji kaynaklarına yatırımda,

belirgin bir gerileme yaşandığının altını çizen JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap,

yatırım ivmesindeki düşüşte;
Türkiye’de finansman kaynaklarına erişimde yaşanan sorunların ve

uzun süren izin süreçlerinin etkili olduğunu vurgulayarak;
bu süreçlerin hızlandırılması ve yatırımların önünün açılması gerektiğini ifade etti.

 

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nda (YEKDEM),

1 Mayıs 2023’te güncellenen fiyat ve alım garantisi sürelerinde,

jeotermal enerjiye pozitif yönde ayrımcılık yapılmasından

memnuniyet duyduklarını kaydeden Kındap, şöyle devam etti:

 

“Megavat başına yatırım maliyetleri,

diğer yenilenebilir kaynaklara göre; 3-4 kat daha fazla olan jeotermal,

bu pozitif ayrımcılığı hak ediyordu.

 

Güncelleme sonrasında;
jeotermal enerjiye dayalı elektrik üretiminde devlet 
desteği,

kWh başına 9,5 ilâ 11,5 Dolar/cent arasında değişti ve

destek mekanizması uygulama süresi; 10 yıldan, 15 yıla uzadı.

 

Jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde;
gerek mevcut santrallerimizin kapasite artışlarında,

gerekse sektörümüze yeni yatırım kararı alan şirketlerimizin güzel haberlerini,

kamuoyumuz ile paylaşacağız.

 

Bu yatırımcılar arasında,

Türkiye’nin en yüksek kapasiteli demir çelik şirketleri de bulunuyor.

 

Bunlar, elbette güzel gelişmeler. 

Ancak; yatırım maliyeti en yüksek yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermalde,

mevcut alım fiyatı; tamamı dövize endeksli olan

finansman, yatırım, işletme ve bakım maliyetlerini destekler seviyeden uzaklaşıyor.

 

Yatırımcılarımız için yurtiçi kaynaklı döviz finansmanı pencereleri,

kapalı durumda.

 

Bunun yanı sıra;

yatırım sürecinde, bir kurum görüşü için 

1 yıl beklenmesi gereken durumlar da söz konusu oluyor.

 

Bu da; yapılacak yatırımın potansiyelinde ve gücünde

kayıplara neden oluyor.

 

Yatırım izin süreçlerinin uzunluğu ve

bölgeye göre farklı uygulamalar olması nedeniyle; yatırımcılar, önünü göremiyor.”

 

Kındap,
enerji üretimi dışındaki jeotermal kullanım alanlarında da çok güzel gelişmeler yaşandığını,

Organize Tarım Bölgeleri çalışmalarını,

sektör olarak memnuniyetle izlediklerini belirtti.

 

41 ilde; toplam 60 OTB’nin yatırım sürecinin devam ettiğine işaret eden Kındap,

Aydın - Efeler ve Denizli - Sarayköy organize tarım bölgelerinde üretime başladığı

bilgisini verdi.

 

Dünyanın; yakın gelecekte

gıda ve su savaşlarına tanık olacağını sözlerine ekleyen Kındap,

şu değerlendirmeyi yaptı:

 

“Ülkemiz; geleneksel tarım üretimini,

mutlaka; topraksız tarım ve jeotermal seracılık uygulamaları ile

desteklemek zorunda.

 

85 milyon insanımızı;
sağlıklı, ucuz ve erişilebilir gıda ile buluşturmak zorundayız.

 

Bu alanda, açık ara dünyanın üretim üssü olma potansiyeline sahip konumdayız.

 

Jeotermal kaynaklarımızla;

Anadolu coğrafyasının her yerinde,

istediğimiz sebze ve meyveyi üretebilecek imkâna sahibiz.

 

Bu alanda yatırım yapmak isteyen, çok sayıda yatırımcımız var. 

Ülkemizin zengin jeotermal varlıkları dikkate alındığında,

seracılıkta başlayan ivmemizin, termal turizm alanında da gerçekleşmesini diliyoruz.”







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA